Beyin, veriyi anlamlandırmadığı sürece bunu bilgiye çeviremez. İkna olmak için de bilgilenmek ama öncelikle duygularımızın devreye girmesi gerekir. Bundadır ki öyküleştirerek anlatan kişiler, sadece çevrelerinde popüler olmazlar, bu kişilerden etkin liderler, fikir önderleri ve başarılı iş adamları çıkar. Storytelling, öyküleştirme eğitimi tam olarak bunu öğretir. İş hayatında satış, proje toplantısı, bilgi aktarımı, takım oluşturma gibi birçok fonksiyonda “anlatı”yı kullanırız. O zaman, harekete geçirmek, ikna etmek, kendimizi dinlettirmek ve akılda. Kalmak için kelimeleri, çizgileri, sesimizi ve ifadenin gücünü nasıl kullanmalıyız?

• Doğru İfade: Doğru telaffuz, doğru kelime kullanımı, analoji, metafor, kısa öz cümleler, renkli ve zengin anlatım.

• Harekete Geçirme: Kurumlarda bilgilendirme toplantıları dışında asıl istenen ikna yeteneği ile verimli operasyon ve yeni proje fikirlerinin hayata geçmesidir. Ekiplerin sadece ikna olması yetmez, harekete de geçmesi istenir. Liderlik vasıflarının en önemlisi budur. Eğitimde iknanın anatomisi anlatılır ve bununla ilgili egzersizler yapılır.

• Kurumsal İletişim Becerileri: Geri bildirim alıp verebilme, toplantılarda ya da sunumlarda kısa, net, doğru ifade, karmaşık bir konuyu açık ve sade aktarma becerileri kurumlara zaman kazandırıp, ekip çalışmasını güçlendirecek unsurlardır. Etkin ifade eğitimi çeşitli metot ve egzersizler ile bunu sağlar.

Zihniyet Değişikliği

1. Kulaklarımızla “görebilmek” ve gözlerimizle “duyabilmek”

2. “Kelime” teknik bir araç değildir, “büyüdür.

3. Hikayedeki kahraman hep “biziz”

4. “Düşünceyi anlatmak” değil “duyguyu geçirmek”

5. İkna bizim gündemimizle ilgili değildir, karşı taraf ile ilgilidir.

6. Güzel konuşma ve hitabet için bol konuşmak değil bol okumak

7. Ben anlatıyorum diye dinliyorlar, ben öğretiyorum diye öğreniyorlar değil. “Neden” beni dinlesinler ve nasıl beni anlasınlar